11 Aralık 2007 Salı

Ne oldu şimdi ?

Ligin 15. haftasını da geride bıraktık. Galatasaray açık hakem desteği olmayan maçlarını kaybetmeye başladı. Beşiktaş muamma, Fenerbahçe ise Janus gibi. Nedir Janus ? İki yüzlü bir tanrı.

Olumludan başlayalım, Fenerbahçe'nin kondisyonu kötü diyenler sanırım düşüncelerinde ne kadar haksız olduklarını gördüler. Oyuncuların fiziksel yapısından dolayı problem yaşayabiliyorlar ama takım halinde oynadıklarında şekil değişiyor. Alex bile koşabiliyor... Semih'in enerjisi ve Vederson'un enerjisi maalesef biraz daha kısıtlı.

Tuncay'ı arayanınız var mı ? Hani takımın ruhu...

Fenerbahçe kaybetmemesi gereken maçları kaybetmediği gibi kazanmayı da biliyor... Ama hala bizim istediğimiz gibi eze eze değil. Her maç ezerek kazanılmaz, kabul. Rakipler de en azından hiç birşey yapamıyorsa da koşuyor. Bir de bazen hakemler eklenince, olmuyor işte. Hem Avrupa hem Türkiye'de. Avrupa deyince, duymaz muhtemelen ama, Sayın Şener Erzik bu kadar mı pasif? Hiç mi etkisi yok? Maçlarımıza çıkan bazı hakemler, bazı düdükleri ( bkz Devid kırmızı kart ) nasıl çalıyor anlamıyorum.

En güzel yorumları Rıdvan yapıyor aslında. Zico kaybetmeden kazanma işini çözdü, sıra bize karlı kaybetbetmemeye oynayanlara kazanmaya geldi. O sanırım kadro zenginliği ile alakalı olacak. İşin o tarafı da fena gitmiyor hani. Yedekten gelenler de oynuyorlar. Selçuk - tüm agresifliğine rağmen Uğur, yetenek sıkıntısına rağmen elinden geleni yapan Önder, kısa sürede dönen Kezman... Ya da Volkan...Herkes hazır kıta gibi... Hani baskette farkı banktan gelenler yaratır denir ya...

Bir paragraf Alex'e... Büyüksün ve inşallah şampiyonlar ligi yükselişi ile birlikte Brezilya Milli Takımı yolu da açılır sana.

En sevindiğim husus da şu "duruş" diye başımızın eti yenilen şey. Beşiktaş seyircisi yere göğe sığdırılamıyor ya, takıma destekleri diye. Maç seyretmeden sadece yüksek tondan zikr yapar gibi bağırıyorlar. Bizim seyirci artık maçı yönlendiriyor. Maçla birlikte tepki veriyor ve bunu da resmen bir eğitimle birlikte yapıyorlar. Bizim duruşumuzu herkes GS maçında gördü. Duruş söylenmez, yapılır. Song'a bile yaptığı sonrası birşey verilmediyse ya da Song'un o kafaya attığı tekmeye sarı kart veren hakem Devid'in kafasına (!) kırmızı verip küfür yemediyse duruş budur.

Olumsuz... Bize bir santrfor lazım, bir de maçları takımına göre oynamak... Başka ne diyeyim...

Son bir söz Mehmet Ayan'a... Geçmiş olsun, demoratlık iddiasındaki tarafsız görünümlü gizli saldırgan. Sözünü dinledim artık seni dinlemiyorum. Yazık ki birşey diyememişin maçtan sonra, olay da çıkmadı ya hani... Hatta Portekize gitmişin.

Her zaman Fenerle kalın