29 Şubat 2008 Cuma

Baskı altında sakin kalmak

Herkese selam,

Yazı yazmak için biraz beklemeyi tercih ettim bu sefer. Ama olayın şokunu atlatmak, hazmetmek maksadıyla değil. Hani sakinleşmek için sayı sayın derler ya... Benim saymam biraz uzun sürdü. Yoksa dilin kemiği olmadığını kendime de ispatlayacaktım.

Sistematik gitmeye çalışacağım ki, gene sinirlenip kontrolden çıkmayayım :)

A ) Fenerbahçe :

Genel yorum :10 kişilik bir ekip, 11 kişilik bir ekiple oynarken ezilmiyorsa bu hem kondisyon hem de bütünsellik adına olağanüstü bir sonuç.
Zico : Artık Zico aleyhine hiç bir şey söylemeyeceğim. Elindeki hamurla yapabileceğinin sanırım azamisini yapıyor. Maçın kadrosu da oyuncu değişiklikleri de inanılmazdı. Maç sonrasındaki beyanatı mükemmeldi. Maçtan sonra yakın arkadaşlarıma da bir mesaj gönderdim ve "bundan sonra Zico için eleştiri yaparsam beni dövün" dedim.
Devid : 10 kişi kaldıktan sonra sorumluluk alışına hayran kaldım. Elinden gelenin fazlasını yaptı.
Toptan kaçmadı, baskı yapmaya çalıştı. Aurelio'nun kötü anlarını toplamaya çalıştı.
Vederson : O bu kadar, kapasite bu, kızacak bir şey yok. Golden önce o ayağı kaçırmayıp Nonda'dan topu alsaydı ..... Ama o zaman kazara deyse penaltı olacaktı...
Volkan : Çok iyi toplar çıkardı. Ama maç sonu hareketi, bu olmaz. Olamaz. Avrupa'da başarı peşinde koşan bir takımın oyuncusu bunu yapamaz. Zidane bile yaptı. Bana ne ! Lincoln ne dediyse dedi. Bana ne! Bu çocuğa gerçek bir menejer bulalım.
Lugano : İlk faule kart veren hakemi ne kadar yargılarsam, gözlük işaretini de o kadar yargılarım. Bu hakemin Manisa'da yaptıkları unutulmuş galiba.Serdar Tatlı'ya kimse bunu yapmaya cesaret edemezdi. Uruguay Milli Takımı kaptanı düşünmemeliydi bile. Bu arada verilen faule itirazı haklıydı
Edu : İşini yaptı
Gökhan Gönül : Vermediği pası affettirdi. 10 kişi kaldıktan sonra Arda korkusunu yok etti ve Devid'in de sorumluluk almasıyla Gökhan gibi oynadı. Kafası ve yüreğini bir arada kullanıp tekniği ile birleştirebiliyor. Topu tutmuş, atmış... Bunları hakem bölümünde konuşmak istiyorum.
Önder : eh be Önder, madem direği alıyorsun, top ayağına vuruyor... Kessene o topu.
Yasin: Bu tip savunma maçlarının oyuncusu
Alex : Özellikle ilk yarı Topal vahşete rağmen elinden geleni yaptı. Başta yediğimiz ve press ve goldeki "sakin olun" hareketi maçın özeti gibiydi.
Uğur: Çabaladı
Kezman : Elinden eleni yaptı. Verdiği korku 4 GS.liyi sahalarına hapsetti. Dandun vurmayı bile becerebilip topu ortasahanın ötesine atabilseydik daha da hırpalardı.
Semih : O dakikada böyle bir maçta oyuna giren oyuncunun bu kadar koşmaması bir de Servete topu verip arkadan vurması yakışmadı. Devid'den ortasahaya yardım etsene fırçası yiyorsa daha ne diyeyim.
Selçuk : Varken yok olan Aurelio'nun yanında kıvrandı ve uğraştı. Helal olsun
Aurelio : Düşüş devam ediyor ( bence )
R.Carlos : Oynamadı, neden başlık açtım ki... Carlos'a kızan arkadaşlarım bu maçı özellikle baskı yediğimiz anlarda ters kademe zaaflarımızı, top çıkartamayışlarımızı bir seyretsin lütfen. Onun yaptığı hatalar da oluyor, sözüm yok. Ama Carlos'un varlık sebebi bir kere daha anlaşıldı. Hala Fener tehlikeleri hep soldan yiyor diyen arkadaşlarımı da bilimin gerçeğine davet edeceğim.
Türkiye'de kaç tane sol ayaklı defans ve hücum oyuncusu var? Kaç sağ ayaklı ? Sağ ayaklılar çoğunlukta. Dolayısıyla hemen tüm takımlar kendi sağları, rakip takımın solundan yükleniyor. Bizim de solumuza daha çok yüklenmeleri doğal. İstatistiklere bakın, gollerin kaçı sol kanattan yeniyor diye .

Galatasaray : Pay çıkartmak değil bu, ama böyle bir galibiyet sonrası çiftetelli oynuyorlarsa ve hakem için iyiydi diyebilen futbolcuları varsa, biz 9 kişi kaldıktan sonra bile zorlanıyorlarsa bunu da onlar düşünsünler.

Hakem : Bu hakem değilmiydi, Manisa maçında olayların çığrından çıkmasına sebep olan? Öncelikle bunu söyleyeyim. Sonra genel bir hakem yorumu yapayım.
Bizim stadda vakit geçirmek için yapılan hareketlerin ya da deplasmanlardaki o vakit geçirme çabalarının hepsi unutuldu ve sıra buraya mı geldi ? Kendi sahasında en fazla kart gören takımlardan biriyiz. Kalecimiz dahil! Bunlarda herşey serbest oldu da bu maça özgü mü kaldırıldı. Her zaman söylediğimiz bir şeyi tekrarlayacağım. Kurallar herkese ve aynı uygulansın.
Hakeme itiraz sarı kartsa Ümit ve Hakan'ın ayrıcalığı ne ?
Kayseri'de Edu haksız kartla atılırken kaç Kayserili oyuncu birden kart isteyen hareketi ve hakemin gözünün 30 cm ötesinde yaptı ?
Gökhan topu tuttu, tutmadı. Tutmaz vakit geçiren kaleciyi bile önce uyarıyorlar, tutun ki Gökhan bilerek yaptı. Avrupa maçlarını seyretmiyor musunuz ? Bundan sonra tac atacakken vazgeçip daha iyi atan arkadaşına veren futbolcu, şayet takımı öndeyse kart mı görecek.
Lugano'nun faul olmayan pozisyonuna kart gösteren arkadaş yaklaşık 5 dk.ka sonra arkadan, direk bileğe tekme atan G.Saray'lı futbolcuyu nasıl görmedi.
Tek seferde, hiç uyarmaksızın vakit geçiriyor diye Gökhan'a kart gösteren hakem ( ki bazı fanatikler diyor ki hakem Gökhan'a bir kaç kere " yapma Gökhan" demiş, nerden anladıysa ? ) yine oyun kuralları talimatında yazan, futbol oynatmamak adına sürekli faul yapan futbolcular cezalandırılır talimatına rağmen M.Topal'ı neden pas geçti.
Bizim ceza sahası için Aurelio'yu çok sert bir hareketle ( ki sadece harekete bile kart veriliyor artık ) temas da ederek indiren Arda'yı gözünün önünde nasıl görmedi ?
Servet'in Kezman'a yaptığı faullerin yarısını nasıl pas geçti ?

Bu hakem için kimse " kuralları uyguladı, ilk defa yapıldığı için ters geldi bize ama doğrusu bu" demesin. Kimse salak değil, her kanalda Avrupa'nın her liginden maç gösteriliyor. Ben böyle kartlar görmedim. Böyle tek taraflı bir bakış görmedim. Kural ve uygulama buysa aynısını bize de istiyorum. Vermiyorlarsa ki vermiyorlar, canları cehenneme diyorum. Başka ne diyeyim... Allah belanızı versin diyorum.
G.Saray dün 2-3 maçta hakem için ortalığı ayağa kaldırdı. Bizim BJK ile olan maçta son pozisyon için 3 gün tartışma açıldı, %1000 faul değil, tartışmam diyenler bile oldu. Şimdi herkesin yelkenler suda. Biz hala aynı şeyi söylüyoruz. Herkese adalet, herkese standart.
Dikkat edin daha geçen hafta verilmeyen penaltımız ve çok kolay çalınan penaltıdan bahsetmiyorum, genel konuşuyorum...

Bir de komedi var, ona da gülmekten ölüyorum. Hakemin büyük hatalarından biri de 49. dk dolduktan sonra gole giden atağı kesmesiymiş. Bir büyük klübümüzün başkanı tarafından farklı renkte olmak gibi bir ima ile değerlendirilen büyük gazeteci Uluç, bizim böyle kornerden attığımız bir golden sonra ortalığı ayağa kaldırmıştı. Kendisinin yorumlarını bekliyorum.

Medya :

Hepiniz dut yemiş bülbüle döndünüz. Bu maçtaki hatalı kararlar bize fayda sağlasaydı ortalığı ayağa kaldırırdınız. Nerdesiniz ? Hakem doğru yapmışta, oymuş da buymuşta. Biriniz ama biriniz adam gibi çıkıp şunu desin: Akıllanın ! Bu kupa Fener'e verilmeyecek. Bir sene Gençler maçı bir senelerce Beşiktaş maçı. Bu sene GS maçı. Siz Trabzon'da sahadan çekildiğinizden beri cezalısınız. Bu kupayı unutun artık diye.
Öneri : Ya statüyü değiştirip bizi devre dışı bıraksınlar ya da bundan sonra bu maça A takımdan en fazla 5 oyuncu ile çıkalım...

Sonuç : Yapana da, destek çıkana da, demokrat olmak adına, tarafsız gibi görünüp çakana da... Allah belanızı versin! Cehenneme kadar yolunuz var.

Fenerle kalın...

Hiç yorum yok: