22 Kasım 2009 Pazar

Daumsilin...

Bugün 22 kasım 2009... Dün akşam BJK'dan 3 yediğimiz bir maçın ertesindeyiz... Bir garip ortalık gene... Futbol takımı.. Basket takımı kendini dinamitliyor gibi adeta...

Birileri aşağıya doğru çekiyor... Biz de kendi ayağımıza kurşun sıkıyor gibiyiz... Gazeteler Azizsilin lazım diyorlar. Ortalık şenlik yeri gibi. Basına da malzeme çıktı. Bir penaltımızın verilmediği biri ofsayttan 3 gol yediğimiz bir maçtan sonra BJK yarışa ortak oluyor ve FBli basın da ellerini oğuşturuyor.

Çok teknik analiz vs gibi bir derde girmeyeceğim... Maçta güzel olan pek bir şey yoktu. En azından bizim adımıza... Rıdvan güzel bir yorum yaptı sadece... Hakem sert teknik müdehalelere izin verdi dedi... Kaldı ki Fırat Aydınus BJK'li... Objektif olma adına kardeşim biz de atsaydık falan demeyeceğim.

Basit bir soru soracağım. Alex'e yapılan müdehalelerin birinden sonra sert bir uyarı yapsaydı ne olurdu ? Ya da penaltıyı verseydi ne olurdu ? Fener kötü falan. Hep diyorum. Size ne ??? Carlos dokununca penaltı çalan zihniyet... bunu da verseydi ya... Sonrasından kime ne ?

Ya da... Kazım'a faul diye çalınan bu toplar... Avrupa maçlarında niye çalınmıyor ?? Hakemler bazılarına iyi takıyor... Bazılarının sayesinde...

Ya da 3. gol bariz ofsayt... 3-0 diye kimsenin sesi çıkmıyor... Emre sakatken yere yatmadı diye bir salaklıktan ve ön libero boşluğundan süper güzel bir gol yiyoruz... Emre sakatlandığına kızıp topa vurdu diye sarı kart görüyor. Toraman vurunca, oyna... yok böyle dünya...

Şimdi gelelim Daum'a... Kendi mi kuruyor bu takımı... Başkası mı anlamıyorum bazen. Topuz bu takımda O Y N A Y A M A Z Z Z Z Z Z ... İbrahim Üzülmez futbola başladığından beri o çalımı bir tek ona atabilmiştir her halde. Hangi çalım mı ? Hani sağ ayakla yaptığı gol asistinden önceki çalımı...
Her topu geri oynuyor. Baroni ondan daha fazla ileri çıkıyor... Dümdüz hem de... Topuz kademe de bilmiyor sanırım. Daha da acısı... Top kaptırılır da... Sonra kaptırdığı yerde kalınmaz... O kalıyor...

Daum bunu görüyor... Sonra ne yapıyor... Emre'yi çıkarıp, dün iyi oynayan... Top çalan, oyuna giren Santos'u alıyor oyundan... Kabul Emre sakat. Ama direk olarak Emre'nin yerine Topuzu çıkarıp, Semih ve bir orta saha soksa olay bitecek. O ne yapıyor... Önce Vederson... Sonra Özer... Özer'in daha çok fırın ekmek yemesi lazım... Selcuk sakat değilse... Emre çıktığında oyuna girecek ilk oyuncudur...

Kazım dün göbeği habire boşalttırdı... Ama oradan kimin gireceği belli değildi... Ah Daum ah... Ordan şutlarla gol aramak ???

Ve oyuna giren Semih... Yeni okçu... Her topu geri oynayan ya da varyete paslar peşinde koşmaktan ne yapacağını şaşıran Avrupa'dan pek çok takımın peşinde olduğu Semih ??

Daum takımı bu maça iyi hazırlamamış. Birileri takımı onun yerine kuruyor... Her ne ise sorun... Çabuk çözülsün... Çünkü bu sebeple 3. maçta puan kaybettik...

Fenerle kalın

31 Ekim 2009 Cumartesi

Garip

Ya size de bir garip geliyor mu ? Garip olan cinconu yenmemiz değil ama! Garip olan bunun hiç ama hiç konuşulmaması...

Sahada öyle şeyler olmuş ki... Biz çok kör olmuşuz. Hani insan kendini tutmak istiyor. Kıyaslama yapmasın diye de...

Ne Erman'ı ne başkası. Hepsi koro halinde bize saldırıyor. Amaç psikolojiyi bozmak mı ? Emin olamıyorum açıkcası.

Biz bir maç seyrettik. Sahaya yabancı madde atan hayvanlar vardı doğru. Bu hayvanlardan sayıdan bağımsız olarak her iki takım tribünlerinde de vardı. Sanki sahaya atılan meşaleler unutuldu ama. Ya da o meşalelerin nasıl ağları geçtiği konusu...

Sahaya tonlarca su atılan maçları gördük biz demek istemiyorum ama. Tümer Metin gözümün önünde golden önceki ortaya yaparken kollarını açıp her tarafına su yağarken hakemden sarı kart gören. Taç çizgisinde bir Tuncay top sürmeye çalışırken top diye atılan sularla boğuşan. Ve galibiyetimiz. Ama olan bir şey yok.

Ve herşey ama herşey organize imiş. Psikolojik savaş yapmış fenerbahçe. Organize bir şekilde ezmiş cinconu. Hakemi de. Gol ofsayt penaltı penaltı değil... Offf ooffff neler neler.

Christian da ceza almalı. İki maç az. Ama sahada kendi arkadaşları ile bile küfürleşen Ayhan... Boşverin canım. Golden sonra korner bayrağından edep yerlerini sıkı sıkı tutarak bize nazik duygularını sunan kaptan bozması ve aha da size diye nazik bir el - kol - bilek hareketi yapan balta... Boşverin canımmmm...

Maçtan önce kavga eden bu arkadaşlar, maçta yürümeyi bile unutmuş. Ne gam. Pozisyona bile girememişler. Ne gam. Keita'da ağır tahrik varmış. Bir maçla kurtarırmış. Emre her cezadan kurtarır o zaman.

Kazım'a faul olmayan sekiz pozisyonda faul çalan hakem niye sarı vermemiş. Servet topla adam arasına girip küt diye durunca faulü Kazım yapmış oluyor... İlginç!!!!

Ve medyada maçı - bizi yazan kimse yok. Kurban olayım fenerli medyaya... Anlamıyorum gerçekten ya. Boynumuzu bükmemizi mi bekliyorlar. Hani hücüm futbolunu süper oynayan cincona pozisyon vermeden yendik ya. Utanalım mı ? Ligin kalitesi mi düşsün gene birden bire.

Maçı konuşsaydık ya beyler. Ne güzel unutturdunuz. Buca'yı bile zor yenen cincon... Kurban olsunlar size...

Akıl başta kalın, fenerle kalın dostlar...

Maçın biraz içine girseler bunların hepsinin komik şeyler olduğunu görürler.

26 Ekim 2009 Pazartesi

Gidiyor gibi

Yok yok... Çok Cincon maçı yazmayacağım... Bu maçta şaşırtıcı olan birşey yoktu. Fenerbahçe Cincon'u gene yendi.

Ben diyeceğim ki, Semih bu takımda ancak maçına göre oynar. Ya da kendini biraz sıkıp artık yıllardır yapmadığı kondisyon yüklemesi işini biraz yapar. Salonda falan çalışır biraz güçlenir. Zor ama neden olmasın. Belki şu sevinme hareketini de değiştirir. Ben bu takımda neden direk oyanmıyorum demekle bu olmuyor.

Volkan, allah nazardan saklasın inşallah. Bu nasıl konsantrasyon. Ve Lugano hatta Bilica bile. Takım için oynamak güzel her halde. Ve nerelerde pres yapmak.

İnşallah yanılıyorumdur ama... Topuz = Yozgatlı iki... nerdeee ????

Ve Kazım, futbolculuğu da öğrenirse topçuluktan terfi edecek sanki. Çok çok iyi gidiyor.

Carlos bitmiş diyenler, Keita'nın halini gördü mü ?

Ve tebrikler Emre tebrikler Christian. Bir yere bayrak böyle dikilir işte.

Ve Alex topçumu diyenler... Utansın...

Biz gene kendimizle başbaşa şu tahlili yapalım. Şampiyonluk için cinconu ve jimnastikçileri değil yola taş koyanları yenmek lazım.

Bu takım artık dayak yemiyor. Ne mutlu bize.

Hakem hocalarına da... Helal olsun size ve çifte standartlarınıza... Carlos'a ofsayt penaltı eh işte ve Kazım'ın faullerine yok işte ha...

Yuh olsun size...

Bir de Kerem Gönlüm 1 yıl almış... EEEEEEEEEEEE
Fenerle kalın...

3 Ekim 2009 Cumartesi

Daum...

Süper olduğu iddia edilen ligde, 7. haftayı da geride bıraktık ve takım kendi rekorunu egale ederek, 7'de 7 yaptı. Ama biz gene de kızgınız ve yarın bir rekor kırılacak belki de 8'de 8 yapılarak. Ve biz gene de kızgınız.

Kızmakta haklı mıyız ? Takımız iyi top oynuyor mu ? Çok kopuk kopuk ve zaman zaman. Bence elindeki oyuncuları, en iyi şekilde kullanmaya çalışıyor Daum. Ve biz Daum'a da kızıyoruz. Neden kızıyoruz. Bazı gazetecilerin dediği gibi " oyunu okumuyor" diye ve bir de "elindeki oyuncuları doğru kullanmıyor" diye.

Volkan maşallaj döktürüyor. Lugano Edu'suz da fena değil. Ama Bilica ve Bekir... Bi de Önder... bir arada hepsi bomba. Ve eğer Gökhan yoksa, yedeği de yok. Ali Bilgin hazırlanıyormuş ama... En azından fundementali var ve tutar diye ümid ediyoruz. Sol bek Carlos'u beğenmiyoruz. Eskisiyle kıyaslayıp sanırım. Uğur nye oynamıyor diye kendini yırtanlar gördükçe anlıyordur sanki.

Ve Kazım'ı kazanma çabası. Umarım tutar. Kazım için de bizim için de. Ve Santos. %65 - 70 oynasa yetecek o da. Ama tüm takım kopuk. Ve Alex, varlığı bir dert yokluğu yara. Emre ile ok de Emre yorulunca ya da yok olunca ki 3-5 hatalı pasta yok oluyor. Sorunlar başlıyor. Ve bir de Topuz. Çok zor çok. O verilen parayı aldıktan sonra.

Guiza, hepimizin şaban desek de hücüm presine hayran kaldığımız adamın çok daha iyisi bence. Ve Semih'ten çok daha santrfor. Semih'in geçen sezonunu unuttuk mu ?

Ve Özer oynamıyor diye kızanlar. Emreciksin'i unutmasınlar. Ne zaman oynayacağını bırakalım da TD kararlaştırsın. Bu takım bu oyuncu yapısıyla... Bu kadar...

Ve Daum'a en büyük eleştiri. Avrupa'yı düşünmüyor. Gelin o eleştiriyi başkana ve kendimize yapalım. Çeyrek finalden sonra şampiyonluk kaybetti diye ortalığı biz yıkmadık mı. Başkan da Türkiye diyor. Büyük düşünmek yok. Düşünmek var sadece. Onun da büyüğü küçüğü olmuyor sanki.

Son bir söz futboldan. Hakemler ve basına. Geçen sene biz kötüyken lig ne kadar kaliteliydi. Bu sene ne oldu? Ligin kalitesi birden düştü. Hakemler daha iyi de değil. Ama ses yok. İlginç. Yaşasın Fenerli medya. En azından artık birileri programı iptal oldu da. Bağıramıyor. Birilerinin de radyodan sesi çıkmıyor.

Ve basketbol. Aloooooooooooooooo... Doping suç mu ?

Sevgiyle ve Fenerle kalın

12 Eylül 2009 Cumartesi

ilk 4

Herkese merhaba, orada birileri varsa ?

Ligde ilk 4 maçı arkada bıraktık. Zorlu maçlar oldu sanki bizim açımızdan. Avrupa maçlarını da düşünecek olursak. Şaşırtıcı sakatlıklarla birlikte. Ard arda gelen. Ve bazı sıkıntılarımızla birlikte kimi bizden kaynaklanan kimi hala geçmişten gelen ve devam eden.

Daum ve takım güzel bir başlangıç yaptı. Her zamanki gibi koşan ve mücadele eden bir takım. Herkese ve herşeye rağmen futbol oynamaya çalışan ve kadro zenginliği gösteren. Ama hala kopuk aralıklarla oynayan bazen geçmişten kötü esintileri de sunan.

Oyuncu kalitemizde pas yapmaya ve hızlı oynamaya müsait oyuncular da artış var. Ve daha ne olduğunu hiç görmediğimiz bir Özer Hurmacı ve bir Mehmet Topuz.

Sinirlerine ve kendine hakim olmayı bir türlü öğrenemeyen ve hakemlerin günah keçisi ilan edilmek için herşeyi yapan bir Emre ki oyuna katkısı gittikçe artıyor.

Volkan, umarım yarattığı harikaları devam ettirir. Ve bir Guiza. Oyun şablonunda katkısını nerelere çıkartabileceğini gösteren. Ve bir Semih artık tartışmayı bırakmamız gereken. Kendisinin de 65'den sonra daha faydalı olduğunu kabul etmesi gereken, Pierre'den sonra ben artık oldum yalanıyla kendini kandıran Alex'e özenmeye başlayan ve onun sadece kötü bir kopyası olan.

Takım farklı oyun şablonları ile de oynamayı öğrenecek. Hızlı paslarla ve çok yer değiştirerek de. Bunun için akıl, teknik ve güç bir arada olmalı. Uğur onun için sırıtmaya devam edecek. Ve Vederson. Ama belki Selçuk ön plana çıkacak.

Kazım, büyük topçu olduğunu Daum'la fark edecek ve smokinle de takım için oynamayı sevecek. Daha da büyüyecek. Ve artık bu takımda küçük takımların büyük topçuları olmasın lütfen.

Ve hakemler. Nasıl bu kadarına müsade ediyorlar. 4 maç da bize atılan tekmelerle başladı. Manisa maçından bir kare geliyor gözümün önüne. Kanada'lının bir hareketi ve verilmeyen bir kırmız. Sadece antipatik bulunuyor diye Kazım'a ilk harekette sarı. Ve arkadan çekme ve illa 3 sert faulde sayarak verilen kartlar. Hakemlere antipatik gelmemek evet de. Merak ediyorum şu ana kadar bence ligin en iyisi Cincon'a bir takım böyle oynamaya kalksa, ne olacak acaba ?

Fenerle kalın dostlar

18 Temmuz 2009 Cumartesi

Yeni bir sezon başlarken

Uzun bir aradan sonra herkese  merhaba...

Baktım kimseden ses soluk çıkmıyor, duramadım gene sanki :) Yeni yıl başlamadan bir ortalığa bakalım dedim...

Bu yıl bir garip olacak sanki. Herşeyden önce bir sürü şeyi unuttuk gitti. Bizim dışımızda olan. Kapadık bir seneyi arkaya hakem hataları ve rezilliklerle dolu bir yılı... Kendi rezilliklerimiz ve rakiplerimizinkilerle... Hayat bu dedik gene. Evet valla hayat işte... Akıp gidiyor ama... Biz ne alemdeyiz acaba ?

Bir kere Aragones gitti. Geçmiş olsun. Geldiğinde sevinenler, gittiğinde sevinenler ama oturup düşünmek lazım. Takımda ne değişecek. Kim geldi kim gitti...
Emreciksin denilen küçük takım topçusu, ne olduğu anlaşılamayan sakat Josico, saçını kestiren ama değişmeyen Maldonado, iki ayağı da havada iken ayakta duramayacağını öğrenemeyen stoper Can,  verilen şanları kaldırıp kaldırıp atan Gürhan, topun peşinden koşmak için çok parası olduğunu sanan Burak, bu kadar şansı ne yapsam diye anlamayan İlhan
Ha bi de... sakatlanan Edu ve Lugano... 

Takımın eksikleri nerde. Orta saha ön libero... Gelen KİMSE Santrfor Gelen Guzia bile kayıp.. sol boş... Büyük paralara bir ahlaksız alındı... Büyük paralara bazı topçular... Peki büyük oyuncular. Maalesef hala bekliyoruz. Bir transfer Aykut ( eski kovulan ) diğer transfer Daum ( eski kovulan )

Bu iş nereye gider... Bakacağız...

Fenerle Kalın...

8 Haziran 2009 Pazartesi

Aziz ve Asil Duruş

Mehmet'i Fenerbahce aldi, Topuz  jimnastikcilerin elinde kaldi. bayildim bu lafa. Fenerbahce'nin bu asil durusuna da bayildim. Haksiz olan, yaygara kopartarak cok bagirarak hakli oldugunu ispatmalaya calisan bir jimnastikci tayfasi var. Bir de herseyi kurallarina uygun gerceklestiren ve hic sesini cikartmayan bir Fenerbahce yonetimi var. 

Her ne olursa olsun isterse Mehmet Topuz sonunda Fenerbahce de olmasin, ama bu isi sonuna dek takip edilmeli. Herkese haddini bildirmeli, kiminle ve nasil ugrastigini anlamali. ama asla vazgecmemeli, Vazgececege de benzemiyor Aziz baskan.  ama neymis jimnastikci durusuymus. evet saygimiz var ama durusa dikkat etmeli, hep terbiyesiz ve ahlaksiz duruslar sergilememek gerekir. durdugun yere dikkat etmelisin. Dimdik durmalisin ve asla geri adim atmamalisin. Eeeee jimnastikcilerin baskani da bu konuda hep geri adim atmaya aliskin oldugu icin bu konuda da fazla bagirarak geri adim atacagi muhakkak. Cunku baska caresi yok. Bu yil bize gelmese de o tarafa da gidemez. Bu yil kayiptir o oyuncu icin.

sariyla, lacivertle, sevgiyle, mutlulukla kalin


4 Mayıs 2009 Pazartesi

Aragones kalmali mi ?

Mustafa Denizli gunu kurtariyor, Aragones yarini . . .

Kabul edin futbolcular isteyince ve sorumluluk alinca Fenerbahce'nin oynadigi futboldan zevk almiyor musunuz ? Hem de en sirada denilen gorev adamlarinin, yuhalanan siradan futbolcularin. Besiktas macinin 1.Yarisindaki Selcuk-Emre ikilisi size kimi hatirlatti. Selcuk siradan bir oyuncu. Alax, Deivid , Delgoda, Lincoln larin yaninda yeteneksiz hatta. Dunku Selcuk hangi takimda oynamaz ? Bu iste sistem farkidir ve sistem zaman ister.

Aragones hakkinda hepimiz bir seyler soyledik. Gencimiz, yaslimiz, tecrubelimiz, tecrubesizimiz . Ama o bildigini yapmaya devam etti. Sistemi konusunda direndi. Hizli, ileri ve ayaga pas . . Adamina gore futbol degil, sistemine gore futbol oynatmak konusunda direndi. Peki ne oldu ? Bir seneyi kaybettik. Bu is bir senede olacak is degil cunku. Ispanya milli takimina bakin. 4 yil surdu bu is. Bizde de zaman alacak. Para var ama zaman var mi ? Onu bilemem. O kadar sabirli miyiz gorecegiz.

Futbolcu kalitesi onemli ama o da zamanla gelecek. Once bu isin temelleri atilacak. Sonra futbolcu kalitesi gelecek. Disiplinsiz, cani isteyince oynayan gidecek, cok yetenekli bile olsa. Cunku sistem herseyden onemlidir.

Mustafa Denizli ise gercekten gunu kurtariyor. Sampiyon yaptigi takimlarin bir sonraki senesine bakin. Ornek : 2000 - 2001 sezonunda Fenerbahceyi sampiyon yaparken 7 tane oyun kurucu ile oynamasi hala gozumun onunde.. Nitekim ertesi seneler gelen cokuntu bu basarinin bir tesaduf oldugunun gostergesiydi.. Aragonesin yarattıgı ispanya milli takımi ise bugun hala zirvede..Bu sabri gosterebilmek burda onemli olan.. Tek sorun Aragones´in yasi ve devam edip etmeyecegi.. En onemli sikinti bu...

Yoksa Aragones ile devam edip, Avrupada'ki buyuklerin yaptigi gibi, Brezilya kokenli Brezilya'lilardan kurtulma vakti mi ?

Not : Ama Alex gitmeden Fortis(Turkiye) kupasini kaldirsin :))

21 Mart 2009 Cumartesi

Sadece bir maçın ardımı ?

Gene kahır dolu bir sezon ama en azından kadro büyüklüğü buralara taşıyor bizi. Çok inanarak söylüyorum bunu. Şaka yapmıyorum maalesef.

Yaşı yetenler hatırlar 6 - 0'lık maçı... O maçı hatırlar da o sezonu pek hatırlamaz. Neler yaşandığını. Ortegayı hatırlar, o garip Alman TD'yi hatırlar... Orada kalır. Nasıl düşüş yaşandığını. UEFA şansının bile ne garip maçlarda ne garip hakem kararları ile elinden alındığını.

Dünkü Bursa maçı ile ilgili çok teknik yoruma gerek yok. Ne söylensin ki. Semih'in ileride top tutma özelliğini herkes hayranlıkla izlemiştir her halde. Ve neden büyük yedek olmasının gerekliliğini de görmüştür. Gücü neredeydi sizce Semih'in. Gollerden sonra hani parmağını emerek çılgınca (!) sevinen Semih'in.
Sizce Semih İngiltere de ne kadar başarılı olur. Hani pas üstadı Semih. Alex'ten çok ama çok şey öğrenen.

Büyük futbolcu Emrecik'sin ? Ya da yedekten oyuna girenler ? Alex'siz bu takım daha iyi oynuyor diyenler.

Ama bunların üzerinde şeyler var işte... Yönetimi suçlama nedenim yapılmış olana inanamamam. Olan bitene sessiz kalmaları. Tüm tribünler koro halinde Emre'ye küfrederkenki yorumsuzlukları. Ya da sorumsuzlukları. Hakem kararlarına tepkisizlikleri. Federasyonun çifte ayrımcılığına sessiz kalışları.

Ben takımın potansiyelini ve aslında Aragones'in istediği futbolu gördüğümü düşünmeye başladım. Zaman zaman sergileniyor. Ama niye her zaman değil bunu bilemedim hala...

Sorun hep yazdığım ve bazı arkadaşlarımın da ufak ufak kabullenmeye başladığı gibi başka bir güzellik sanki.
Dün gene yenildik diye herkes görmezden gelecek hoş yendiğimizde de pek kimsenin gördüğü yok ya.
Hani bizim sahada tüm kaleciler vakit geçirir ve hakem ehh işte bir uyarır ya da 88'de kart gösterir ama lütfen... Volkan kaçıncı dakikada kart gördü ?
Emre'ye yerde yumruk atıldı... Ne oldu ? Bursa ilk yarı sertti diyorlar. Ben diyorum ki Bursa futbol oynatmamak ve korkutmaya oynadı. Hakemin de izni, yardımı ve desteği ile. Bazı topa girişler bile fauldü. Fenerli futbolcular sakatlanma korkusu ve panikle topu ayaklarından çıkarmaya uğraşıyorlardı.
Kabul Semih mücadele etmedi ama o çalınmayan faullerinin birinin aleyhimize penaltı olarak dönmesi neydi ? Ya hadi hepsinden ama hepsinden geçtim. İki tane hareket var ki ( Emre'ye yapılanı ve onun da sarı kart görmesini, arkadan çekmelerin pasgeçilmesini de geçtim...)
Gökhan'a yapılan faul dünyanın her yerinde kırmızı karttır. Her yerinde... Ayak havada ve 2-3 metrelik yerden kayarak direk bacağa vurulan tekme...
Bir diğeri de Emreciksin'e yapılan vücut darbesidir topsuz alanda. Böyle durumlarda kırmızı kart almak için yere yatıp kıvranmak mı gerekiyor ?

Ve penaltı ? Allah belanızı versin diyorum. Başka da birşey demiyorum.

Dün akşam Bursa'da hakem destekli bir vur - kır - parçala senaryosu gerçekleşti. Kimse hakeme rağmen yenmek lazım demesin. O penaltı çalındığında Semih'e verilmeyen ve ikili mücadele diye geçilen pozisyonları da verseydi keşke şerefsiz yayıncılar...

Siz sakin kalın, Fenerle kalın...

9 Mart 2009 Pazartesi

Kayserispor - Fenerbahce

Bazı alıntılarla bu maçla ilgili düşüncelerimi sıcağı sıcağına paylaşmak istiyorum :

İki sivas maçındaki iyi mücadele ve futbol ile hava yakalayan, rakiplerinin puan kayıplarıyla potaya giren fenerbahçe'nin kazanması gereken bir maçtı. Diğer taraftan da takımın bu seneki deplasman performansı ortadaydı. Bunun yanında bir de rakibin yeni stadındaki ilk maçı olması ve zeminin bozukluğu gibi faktörler söz konusuydu. fenerbahçe ilk yarıdaki iyi futbolu neticesinde attığı iki golün üzerine "ikinci yarı maçı vermeyiz" diye düşünüyordum. Hatta Guiza ısınmaya başlayınca tamam 3 hatta 4 ü bulacağız derken Volkan kırmızı kart gördü, Guiza'nın girme işi yattı, takım on kişi kaldı. Bir de buna volkan babacan'ın girdikten sonra bir iki pozisyondaki acemilikleri eklenince açıkcası bir tedirginlik oldu. "Emre birazdan kırmızı kart görür" diye endişelenirken aragones oyundan aldı da en azından maçı on kişi tamamlayabildik.
Yerine niye Emreciksin'i değil de Guiza'yı aldı ? Anlamış ve doğru bulmuş değilim.

Alex de souza'nın ayağının(her ikisinin de) değdiği atakların güzelliği bir başkaydı. Ayrıca ikinci yarıda da takım zorda kaldığında topu her ayağına aldığında oyunu rahatlattı. Gökhan Gönül her zamanki gibi ortalarda iyi değildi(gerçi bu sefer 3 tane güzel orta yaptı), onun dışında defansif anlamda ve ileri çıkıçlarda etkiliydi. Kupa maçında sivas'ın attığı golle ilgili "carlos geldiğinden beri kendisinden beklenen golü bilica attı" gibi bir yorum okumuştum, fakat kullanılan frikikte kaleciden dönen toplar asist sayılsa Carlos asist krallığında iddialı olurdu, hakkını yemeyelim. Ayrıca Alex'in attığı ve atamadığı gollerde de paslar onun. Bu aralar formda. Lugano çok önemli müdahalelerde bulundu. Mücadelesi ve yerinde müdahaleleri ile defansta takımı toparlayan isimdi. Hala anlaşma yapmıyoruz, her hafta fiyatını arttıtıyor.

İlk devrenin sonunda Uğur Boral çıktı, galiba sakatlıktan ötürü oyundan alındı. Rakibin müdahalesine faul bile verilmedi, oysa bodoslama uğur'a daldı kayserili oyuncu.

Puan kaybı olsaydı fatura çıkacak oyuncu belliydi : Volkan Demirel. Can havli ile belki bizlerde aynı hareketi yapabiliriz ama miyonlarca Eura'ya Fenerbahçe'de oynuyorsun, yapmayacaksın.

Bir de Emre'ye iki çift lafım var. Yapilan faul, hafif bir sakatlik gecirdin. Ama hiç bir uygar insan bogazini kesme isareti ile rakip oyuncuya mafyavari gozdagi veremez, hele benim takımımım oyuncusu ise. Emre o işler Cincon'da kaldı; burası Fenerbahçe. Milli takım kaptanı mısın ? Mayfa mısın ?

Aynı maçtan başka bir örnek : Semih'e yapilan faul, mikrofonlar sagolsun, Semih'in dediklerini duyuyoruz : "ayip olmuyo mu mehmet?".. ikisi de ayni takimda.. ikisi de buyuk paralar aliyor, ikisi de milli takim gormus, buyuk basarilarda yer almislar ama demek ki fark var bir yerlerde, degisemeyecek bir fark. Bu arada Semih ile ilgili bulduğum bir istatistik : Son 3 sezonda 33 gol atmış. Bunların 30'unu alex'in oyunda olduğu dakikalarda atmış.

Galatasaray maçına kadar ikisi içerde üç maçı var Fenerbahçe'nin. İçerideki maçları(Kocaeli ve Eskişehir) kazanacağını düşünüyorum. Deplasmandaki maçı da(Bursa) kazanırsa Galatasaray maçına kadar puan durumunun alması muhtemel tablo ile beraber çok ilginç ve heyecanlı bir maç yaşamamız muhtemel ASY'de.Puan kaybetme kredisini kötü kullanan bir fenerbahçe'nin şampiyon olabilmek için deplasmanda Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzon maçlarından iyi sonuçlar alması şart zaten. Takımın performansının ve havasının yükselişte olması bir avantaj olacaktır tabii ki. Fenerbahçe Beşiktaş'la beraber son düzlüğe en iyi hava ile giren takım. Biraz da Avrupa'daki gidişattan ötürü Galatasaray.

Tolunay Kafkas, Carlos'a kabadayılık yapıp üzerine yürüyerek futbolculuk ve teknik direktörlük kariyerindeki sayısız başarılarına bir yenisini eklemiştir. Başarılı ve sürekli olmak için 'altyapının' ne kadar önemli olduğunu Bülent Uygun ile birlikte herkese göstermiştir.

Kaybettiğimiz zaman hakem için konuşmayı sevmiyorum ama bu sefer kazandık ve hakem için 1-2 çift laf söylemeliyim : Bünyamin Gezer otoriter olmak için suratsız olmak gerektiğini ve bunu hakemlik için çok gerekli olduğunu sanıyor. Bana göre kötü bir maç yönetti. İstediği zaman doğru kararlar verebilirken, bazı pozisyonlarda gerekli düdükleri çalmaktan acizdi. Emre'nin ve Deniz'in gördüğü kartlar haksızdı , neyse ki ikinciler gelmeden maç tamamlandı. İlk yarıda Uğur Boral'ın yediği dize faul bile vermeye tenezzül etmedi . Kayserispor adına belki 10 dan fazla ceza sahasına tehlikeli orta yapılabilecek faul verildi , bunlardan yanlış olanlar vardı. Bu maçta Kayserispor 1(yazıyla bir) sarı kart gördü. Mehmet Topuz'un atılması gereken maçta 98 dakikayı tamamlaması da bir Bünyamin Gezer başarısıdır.

Fenerbahçe tribünü de gayet iyiydi TV'den algılayabildiğim kadarıyla. Son iki Sivas maçında da gördüğüm kadarıyla, tribünlerin de havaya girmesi iyiye işaret. Bu mücadele devam ettiği sürece şampiyonluk yarışına renk katacaktır Fenerbahçe.

T

23 Şubat 2009 Pazartesi

Senaryo Gerçekleşiyor...

Herkese merhaba,

Bizimkiler Gençlerbirliği'ne hiiiiçççç kendilerini sıkmadan ve top oynamadan 1-0 mağlup olma başarısını gösterdiler. Kızdık, öfkelendik. Niye ki ? Bu takımın şu anda tek bir hedefi var. Kupa... Haaa yenseydik süperdi. Sivas'la fark 5... E ona kalırsa İBB maçını da alsaydık 2... Olsa olsa...

Şimdi "senin teori daha ilginç değil sanki. Yok şampiyon şu olacakmış, kupa bize verilmiş" dediğinizi duyar gibiyim. :)
Bu sene Fener'i böyle seyredeceğiz. Bazen topçular kızacak ve oynayacak. Bazen patlayacaklar. Ama bu sezon böyle bitecek. Ve bence kupa iyi de böyle bir senaryo ile almamız inanılmaz.
Hakemler ile ilgili düşüncelerim ortada, bir de buna hadi Hacettepe maçı ölçü değil de, kupa maçlarındaki performansı ekleyin. Bu takımın ölçüsü normalde de bu değil ki...

Sadece Semih'i yere göğe sığdıramayanlarla Lugano'yu beğenmeyenlere iki çift lafım var. Bir de Emreciksin'e...
Semih kurtarıcı olamaz. Hojdonk stili oynamaya çalışıyor ama arada küçük bir fark var. Zeka...
Lugano Avrupa'da her takımda oynayabilecek kalitede bir futbolcudur.
Emreciksin sanıldığı kadar iyi topçu değildir. Topçu ise de iyi futbolcu değildir.

Şimdi de biraz cincon yazacağım izninizle...

Yahu ne oldu... Hani benim komplo teorisine göre olacaklar mı oluyor yoksa ? Hani cincon olacaklara uyandı bağırıyor dediğimiz olay...
GS geçen sene hakemlerle kaç puan aldı arkadaşlar... Son 6 hafta bir td bile yoktu sanki hatta. Değil mi ? Ve biz bu takıma şampiyonluk vermiştik değil mi ? Hani bir kaç maçta puanları gasp edilen, kupa da  C.Çakır tarafından doğranan biz. ( ki bu C.Çakır'ın bizim maçımızı yönetmesini istedi başkan. Hatta bizim arkadaşlardan birinin de şahit olduğu ilginç bir yemek sonrası. Hani LİG TV - Rtük başkanının falan da katıldığı bir yemek :))
Gs golleri de puanları da buldu. Biz kendimizi yine "e yenseydik kardeşim gs'yi" diye pompalayan basının gazı ile avuttuk... Kendimize kızdık...

Bu GS bu sene kaç kere maç tekrarı istedi. Hakem hataları diye saldırdı ki ilk yarı baya da puan toplamışlardı o hakem hataları ile... Sonra terse döndü rüzgar ve uyandı büyük başkan bu işe. Hangi başkan mı ? Hani Denizli maçı öncesi saat konusunda ortalığı yıkacak kadar iddialı olan. Hani bizim gene kendimize kızdığımız senenin o ben geldim hallettim diyen başkanı. Hani geçen sezonun son 6 maçını td.siz geçirecek kadar takımına (!) güvenen başkan. Hani kendine güveni 1000 olan. Tanıyamadınız mı ??? Adnan Polat yahu...
Şimdi birden td gönderiliyor. Üstelik ligin en pahalı takımı onlar.  Parasız pulsuz edebiyatı da yapamazlar ki şimdi. Gazeteler üzülür yazar ya neyse :)

Sakın kimsenin içinden gene, "kardeşim sana ne gs.den biz dökülüyoruz. Onların derdi seni niye gerdi ?" gibi birşey geçmesin. Amacım cincon yazarak bu blogu kirletmek değil...

Türkiye'de neyin nasıl yürüdüğünü dünün çoşkulu - güvenli takımının da halini göstererek ortaya koymak. Fenerle ilgili yazdıklarımı, cincon'la ilgili yazdıklarım ve günün gerçekleri ile birlikte bir daha değerlendirin bakalım.

Kime kızacaksınız daha fazla...

Fenerle kalın...

27 Ocak 2009 Salı

Öğrenememek

Fenerbahce seyircisi ne zaman öğrenecek, bu sahada kimler ıslıklandı Deivid, Alex ve niceleri, ama bu is ıslıkla cözüm olmuyor, moral bozuyor. Hiç mi taktiğe bakmazlar, stadın heryeri teknik direktorle dolu ama hiç mi görmezler. Guiza tek basina ilerde ne yapabilir, 3 kisinin arsında ne kadar basarili olabilir. Tek basina kimlerle basa cıkabilir. Adamı islıklayıp yuhalamakla ellerine ne gecer acaba. Biraz ama biraz olsun düşünmezler mi?

25 Ocak 2009 Pazar

İkinci sezon

İkinci sezon başladı...

Kahırsız... Arada iyi top oynayarak... İyi pas yaparak... Hırsızlar gene oradaydı ama...

Takım arkadaşlarına karşı hırsızlık yapanlar da... 
İyi futbol oynatacağı iddiasında olup bir puanın hırsızlığını yapanlar da...
Kara gömlekleri ile başkalarının adaletini dağıtanlar da...
Seyircinin sevgisinin koşarak gelmeyeceğini anlayan hırsızlar da...

Evet arkadaşlar,

Biraz bekleyip durumu görelim demiştik... Durum görüldü... Şimdi sırada görüş belirtmek var ...

Ben açıkcası teknik - taktik - ruh vs türü şeylere pek girmeyeceğim... Ne Aragones ne Guiza ne de Emre bana sene başında sıcak gelmemişti. Şimdi de gelmiyor valla. Tribün arkadaşlarım da şahidimdir, ilk maçta Guzia'yı görünce Kezman'ı ararız deyip, İspanya gibi korner kullandırdığı için Aragones'e de eyvah eyvah demiştim. Emre hala aynı Emre. Ben Fener'de böyle kişiliksizlikler görmek istemiyorum.

Takımın kalitesini de 5 metreye pas atamayanlarla bu iş bu kadar diye çok eleştirdim. 

Cenk Kral hocam kaliteli ve iyi bir Fenerbahçeli olarak ve haklı olarak başka bir konuya daha takıktır. Niye Tuncay'dan sonra bir cesur yürek yok diye. Yerden göğe de haklıdır valla daaaaa...
Ben bunun üstüne bir de derim ki, sen iyi kötü Avrupa Şampiyonu bir hoca getirirsen, o cesur yürek bilmez ki... Sanır ki topçular çıkıp oynar. Para alıyorlar ya bir sürü. Hakkını verirler... Off offf burası Türkiye...

Beckham devre arasında gelip İnter'de oynar da... Bizimkiler de bunu zorla oynar. 100 Mio Euro'luk takımda cesur yürekten öte emeğe saygı duyan, ben aldığımın karşılığını vereceğim diyenlere ihtiyaç var.

Ben hep söylediğim bir şeyin altını tekrar çizeceğim... Çok daha büyük bir emek hırsızlığının, yıllardır bize yapılan bir hırsızlığın. Ve yıllardır biz taraftarların, Fenerli olduğu iddia edilen, oysaki sadece paralarımızı almak için Fener yazan ve genel olarak da aleyhte - nefret yazan medyanın gazı ile görmezden geldiğimiz bir hırsızlığın.
Kardeşim, Fener de büyük takım, hakemi de yensin, Federasyonu da yensin, maçtan sonraki beyanatlar yakışıyor mu bu takıma, yöneticilerine hırszılığının...

Arkadaşlar, lütfen kendimize gelelim. Bu takım rezil olabilir. Bu takım sahada sürünebilir. Bu takıma biz en ağır eleştirileri getirebiliriz. Bu takımı yuhlayabiliriz. Teknik direktörünü, başkanını istifaya davet edebiliriz. Ancak kimsenin kuralların dışına çıkma ve bu takımı doğrama hakkı yoktur.

Yanlış transfer politikaları vardır. Yanlış adamlar alınmıştır. Ancak daha büyük yanlışı Aziz Yıldırım'ın "futbolun sadece sahada oynanmadığını öğrendim" sözünü unutmasıdır.

Ortega döneminde lime lime doğrandığımız maçlardan, Selçuk Dereli, Kuddusi, Cüneyt Çakır, Denizli rezaletlerini gördük.
Kayseri de Edu'nun atılışını gördük. Rakiplerin elle, ofsaytla olmayan penaltılarla gollerini gördük ama hala Anelka konuşuluyor... Hem de elle :))) Alex'in düşürülüp gördüğü kartı konuşmuyoruz... Dereli'nin Beşiktaş maçı rezaletinin ertesi günü herkes oynasaydı, atsaydı kazansaydı dedi. Biz Kayseri de Edu'nun el olmayan eli ile kırmızı kart görür ve Önder'in yanlış top kontrolü ile penaltı yerken, İBŞB maçında vücuttan bir metre açık elle kesilen topa böyle penaltı olmazı duyduk.

Tandoğan'ın Carlos'a, Tabata'nın Guiza'ya vurduğu insanlık dışı tekmelere kart çıkmadığını, hakemin üzerine kanını silen rakip futbolcuyu gördük.

Şu gerçeği kabul edelim... İBŞB maçında Fener kötü oynadı. İki ofsayt golle yenildi. Bence iki penaltısı verilmedi. Biz takıma oynamıyor diye küfrettik. GS hiç birşey oynamadı, berabere kaldı ve ertesi gün gazeteler "GS dereyi geçemedi" başlığı attı.

GS maçı sonrası C.Çakır için bunu mu yazmışlardı ? Ya da Beşiktaş maçı sonrası. O Beşiktaş maçı ki, 2 kırmızı 1 penaltı pas geçilmiş ve biz kupa dışı kalmıştık. Üstelik Kadıköy'de. Açıklama yapan yönetimin aldığı cezaları hatırlayın.  Ve bizim yöneticilere tepkileri.

Jimnastikçilerin tepkileri ve bu tepkilerin rezilliği dağları deldi. TS bir maçta hata kurbanı oldu, ortalık ayağa kalktı. GS baltaları çıkardı. Biz hem Ts hem Antep maçlarında hakemlerin rakip takımın teknik ayaklara ince müdehaleleri "görememesini(!)" e biz de oynasaydık kardeşe bağladık.

Aziz başkan, sana en çok bunun iletişimini yönetemediğin için kızıyor bu taraftarın. Bizlerin bile böyle düşünen bir kalabalık olmasına müsade ettiğin, 10 senedir buna bir yaklaşım geliştirmediğin ya kavgacı ya sessiz kaldığın ve başka bir politika geliştiremediğin için.

Şampiyonlar liginde, kendi evimizde bile hakemler bize 2. sınıf takım muammalesi yaparken, Şenez Erzik'i bu kulüpten ihraç etmediğin için kızıyor.

Bir de bir dedikodu duyuyor. Komple teorisi. Diyorlar ki, FB'ye kupa sözü verildi. ama biraz asılın dendi. Ligde de bu yıl yine bir Anadolu şampiyonu çıkacak. Yeni bir Anadolu... Trabzon ya da Sivas.  Ve bunun için GS de Jimnastikçiler de çizilecek. GS bunun için çıldırdı...

Bu doğrusya, Emre'nin alınışından daha kara bir leke olacak.

Herkese ve herşeye rağmen... Fenerle kalın

8 Ocak 2009 Perşembe

Gokhan Emreciksin ve Abdulkadir Kayali

Fenerbahce bu iki transfer ile tarihi bir adim atiyor. Bu transferler ileride Anelka, Alex ve Roberto Carlos transferleri kadar onemli transferler olarak anilacaklar.

Simdi bunu okuyanlar diyecekler ki : Bir macta harcanan Kerim, Gaziantepten buyuk umutlarla gelen Kemal, Olcan(sahi nerede simdi) ve niceleri . . .

Ben de diyecegim ki : Tuncay Sanli, Semih Senturk, Selcuk Sahin ve hatta Serkan Balci . . .

Ama bu cocuklar olacak gonulden inaniyorum. Niye Anelka'lar almak yerine Anelka'lar yetistirmeyelim. En azindan degisen mantaliteyi takdir ediyorum. Umarim bu baslangic olur.

Biri U17;nin kaptani, yabanci takimlarin transfer gozdesi, 18 yasinda piril piril bir genc. Chelsea'ye gitmek uzereyken biz aldik. Bankaci bir baba, ogretmen bir anne. Isletme okuyan bir agabey ile Anadolu Lisesinde okuyan bir kiz kardes. Yanlis hatirlamiyorsam, Antalyadaki U17'nin en degerli futbolcusu.

http://www.uefa.com/...news/kind=1/newsid=697438.html

Digeri ise cok iyi bir sag kanat oyuncusu. Iki Gokhan super olacak orada insallah. Yanilmiyorsam gecen sene bir ankaragucu - besiktas macin da seyretmistim. Ibrahim'i madara etmisti. Burada kafamda bir soru da yok degil aslinda : Kazim, Deivid, Burak, Gokhan sagda; solda ise alternatifsiz Ugur"cugum. Sag ayakli Sol bekten sonra, sag ayakli sol acik da gorecegiz sanirim :)

Neyse soyle diyerek baglayalim : "emre ciksin, gokhan girsin" ha .. ha .. ha . . . .

Ama yollar dikenli olacak onlar icin. Bir mac ile Kerimin(o nerede ?) ipini cekenler gozlerinin yasina bakmayacaklar. ilk macta Messi vari hareketler bekliyecekler. Olmadimi "Bu mu Uefanın ilk 10´daki adami ben bundan iyi oynarim" diyecekler . "Istanbul geceleri Abdülkadiri yiyor" yazacaklar . . . Ha bir de Fener de dikkat etmeleri gerekecek : Yalandan yere yatabilirler, ileri dandun vurabilirler ama geri ve yan paslari asla yapmayacaklar !!!

Bir macin 70 80 lerinde girecekler oyuna. Kahvede mac izleyenler baslayacak "bakin görüyormusunuz, eskiden Anelka girerdi simdi Abdulkadir giriyor"

Ama bu taraftarin icerisinde Anelka"lari yetistirmenin, Anelka"lari almaktan daha degerli oldugunu bilenler de var . . .

4.5 yil sonra bu yaziyi okudugumuzda, "ne kadar dogru soylemissin" demeniz dilegiyle . . .

Iyi geceler . . . .