16 Kasım 2008 Pazar

Olmuyor yaaa...

15.11.12008'de çok keyifli bir maç seyrettik. Fenerbahçe - Ankaraspor maçı. Dirençli ve birbirine teslim olmayan iki takımın karşılaştığı, pas yüzdesinin yüksek ve kaliteli olduğu bir maç. 
Alex'in olmayışının gol pozisyonu üretmeyi ne kadar engellediğini gördüğümüz bir maç.

Maç içerisinde kalitenin yanı sıra sertlik de vardı. Karşılıklı hatalar da. Hakem hataları da. Bu hatalardan birinde Ankaraspor'un %1000 bir penaltısı güme gitti. Ve bu gün gazetelere bakıyoruz. Sizi bilmem ama ben tüm "keyifli olmak lazım" inancıma rağmen çıldırdım. Bu adamlara para kazandırdığımız için, bunların bu kadar rahat atabilmelerinden dolayı çıldırdım.

Pozisyon penaltı. Doğru. Ama bizim harcanan pozisyonlarımız ve bize yapılan haksızlıklar sonrasında "Fenerbahçe büyük takımsa bunları da yenecek arkadaş" diyenlerin onlarca pozisyon arasından ayıkladıklarına bakıp kızdım, üzüldüm.

 
 Anlı şanlı hakemlerimiz bizim lehimize yapılan büyük hataları her zamanki gibi çok iyi cımbızlamışlardı. LigTV'nin sonsuz katkılarıyla. Ben bir futbolsever olarak dahi penaltıydı derken... Tıpkı 3 sene önce Anelka'nın elle teması olmayan topu haftalarca tartıştıkları günler gibi. Tıpkı Melih Gümüşbıçak'ın " bu ortamda ne konuşağız ki" dediği günler gibi.  Tıpkı gs'nin iki maç üstüste elle attığı gollerle kazandığı puanları basit basit geçtikleri gibi. Evet, kol böreği tabirine kimse gülmesin. Anelka ile ilgili söylenenleri hatırlayın. Ne etik ne futbolculuk bırakılmıştı. 


Kusura kalmasın kimse, kızıyorum. Hakemler gene kötüydü. Tıpkı önceki haftalarda olduğu gibi. Ama neden bizden kimse de formal bir çıkış aramıyor. Uluslarası bir hakem getirip aynı tekniklerle maçın analizini yaptırtmıyor. 
Emre'ye yapılan iki hareket varki biri bence kırmızı kart. Birinde faul diğeri pas. Çok benzeri bir hareketin daha yumuşağında Selçuk sarı kart.  Rakip kalecinin Guiza'ya yaptığı bir hareket var. Offf offf dedirtiyor insana. 

Bu yılki moda bence Sarı formalılara vurmak serbest. O rakibin direniş habercisi. Guiza'yı yakapaça kontrol edin. Hatta korner atışlarında formaları tutun. Biz mücadelenin sarı formalılar kurtulmak için iterkenki anlarını göstereceğiz.

İnce işler bunlar ince... Bu işleri de çok güzel yapıyorlar. Daha da artar bence. Net hakem hataları ile ( kötü oynuyorsak kime ne... puan alabilmeyi hakem niye engellesin ) kaybedilen net 6 puan var. Bu arada net hatalar ile kazananlar da var. Hatta çoookkkk yakın geçmişte şampiyonluk kazanan ve bunu onurlu sayanlar var. 
Ben korkmaktan öte eminim ki şayet puanımız daha yüksek olsaydı ve hatta olduğunda lehimize yapılan hataların hem cımbızlanması hem de saldırılar artacak.

Onun için yönetimden, FBTV'den rica ediyorum. Hepimiz de edelim diyorum. Objektifliğinden kimsenin şüphe etmeyeceği bir hatta belki iki uluslararası hakemi her hafta belli maçların ve baştan sona analizinde kullanalım. Benzer teknolojileri kullanımlarına sunarak. Bize - onlara demeden ve hodri meydan diyelim...


Bu maçın artıları da vardı. Tüm duyulan sevgiye rağmen Semih gene ilginç bir şey yaptı. İlk 11 çıktı nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde sakatlandı ve çıkınca maç kurtuldu. Emre oyuna girdi hem orta saha rahatladı ve Jossico ile Selçuk oyuna hakimiyet kurdu hem kaliteli bir kumaş kavgaya ortak olup takımı da kavgaya davet etti. Fenerbahçe sert oyuna böylece karşılık verebilmeye başladı.

Semih bu işi daha önce de bir kaç kere yaptı. Hatta sedye ile çıkıp ertesi hafta yine ilk 11'de oynadı. Ya onu sahaya süreni ya doktorlar heyetini ya da Semih'i sorgulamak lazım. Allahtan çıktı da kurtardık demeden önce.

 
Emre kalitli ve o kaliteyi hırsla buluşturarak oynuyor isterse ve takım da ona uyarsa oynatıyor. Futbolda basit bir kaç kural var. Bunlardan biri de topu veren yerinde kalırsa baskıdan kaçamazsınız. Hareket edeceksiniz. Emre bunu yapıyor... O zaman takım da yapmaya başlıyor.

Devid takıma zeka veriyor. Onun gibi bir adam oyunu açmakta çok etkili ve Selçuk gibi oyuncuları rahatlattığı için futbolun artılarını da oynamalarını sağlıyor.



Dün akşam bir kere daha gördük ki futbol bir takım oyunu. Emre oyuna girdikten sonra orta saha rahatladı ve kanatları destekledi.  Devid kafası çalışan ve açan ikinci adam oldu. O zaman Carlos ve Gökhan ileri kaydı ( bir not : Uğur, bek Gökhan senden daha rahat gidiyor ileri... Kendini bu kadar hapsetme ) Orta sahaya güvenen iki stoper de iki kanat boşluğunu çok rahat destekledi. Basitçe bu oldu. İsterseniz Arsenal 5-2 ve Kayseri maçlarını bu gözle bir tekrar seyredin.


Aragones'in işi kolay değil ama o da bazı gerçekleri kabul etmeye başlıyor sanki. 
Türk takımları bize karşı son maçlarını oynar gibi oynuyor. 
Türk hakemleri bize karşı evimizde dahi büyük takım ve esahibi takım gibi davranmıyor. 
Türk futbolcusu fundamentali yüksek olan bir kitleyi tanımlamıyor.
Türk hakem yorumcuları en az hakemler kadar eyyamcı.
Basın bizim üzerimizden prim yaptığı için mantık ve tutarlılığı ikinci plana koyuyor.
Ve biz büyük bir takımız. Çok para karşılığı gelinen bir Özbek takımı değiliz.

Daha güzel olacak, daha keyifli olacağız.

Forza Fener


Hiç yorum yok: