2 Aralık 2008 Salı

Nasıl İştir Bu

Dostlara merhaba,

Ankaralı dostlardan özür dileyerek başlayalım satırlara. Can dostlarımız... Ankaralı kombinelilerdi, Ankaralı Fenerliler şimdi de Ankaralı dostlarımız oldular. Allah eksik etmesin, her maçta bizimle olsunlar...
Niye özür diledim? Yazı gecikti diye. Ama lütfen kızmasınlar bana. Maçtan sonra özellikle hakemle ilgili basın ne konuşacak diye bekledim... Gördüm, dinledim ve güldüm... Bir de GS maçını bekledim... Hayretler içerisindeyim! Acı içerisindeyim! Melih Gümüşbıçak gibi oldum hatta!!! Ne alaka diyeceksiniz değil mi ? Okuyanlar bilir ama gene de anlatacağım tekrar...

Bizim maç ilginçti gerçekten de... Neden ilginçti? Bir kere nihayet duran topları FB gibi kullanmaya başladık... Öyle olmuyorsa, böyle olsun. Guiza'ya rağmen hatta :)

BJK kurgusunu görüp, Holosko'yu göremeyince rahatladık gerçekten... Sağolasın Denizli. Ama hala bizim takımdaki kurguyu göremedik.
Ortada kim nerde oynuyordu ? Çözemedik. En temel çözemediğim şey, bunlara hocamı böyle oynayın diyor, bizimkiler mi böyle oynuyor ?
Alex bu kadar geride, Devid aşırı gezgin, Kazım çizgide hapis.

Ama sonuç, bir güzel ön direk golü, iki rezil defans golü ve 2-1... Biz yendik... Ve fakat, garip bir orta hakem ve allah razı olsun iyi iki yan hakem vardı. Gerçi bir penaltıyı yedi biri ama olsun.
Neden garip bir hakem ? Basit. İlk beş dakika öyle BJK faulleri oldu ve basitçe geçti ki peşinden bazı basın ulemalarının ucuz bulduğu sarı kartlar geldi.
Hatta biri, tekme - tokat yok. Mücadele bile dedi. Selçuk, Lugano tekme atıp mı görüyor bu kartları yoksa kurallar değişti haberimiz mi yok? Arkadan müdehale artık sarıkart değil mi?Hele topa değilse?

Yetmedi, Cisse atılmasa BJK bizi perişan ederdiye geldi. Çakma Kezman'ın 1 metreden topuğu ile vurduğu topu herkes pas geçti.
Yetmedi, hakemin bizim 3 atağımızı avantaja bakmayıp faulle durdurması pas geçildi. Ve Lig TV her zamanki gibi bu görüntülerin çoğunu pas geçti.
Yetmedi, küfür vardı diye konuşuldu. Küfür... İlginç...
Yetmedi, gene hakem konuşuldu özetle. Hakem bizi ince ince doğradı dediler. Nerde olduğunu gösteremeden.

Sonra pazar günü bir maç daha oynandı. Hakem hatası hatta komedisi neydi herkes gördü. Melih Gümüşbıçak hani Anelka'nın eli ile faul yaptığı pozisyondan sonra konuşacak birşey bulamıyorum artık diye kara cuma suratı ile kameraların önünde başını önüne eğmiştin ya. Tutulmuştur o başın eğilmek herhalde artık? Aydın'ın yaptığı direk kırmızılık hareket hakem kartla gelse, Hacettepe 1-0 önde, GS 10 kişi kalsa ne olacaktı o oyun???
Ama hakem sallana sallana geldi ve önce kart çıkmadığını görüp kendine gelemeden kart isteyene sonra lütfen yapana bir sarı kart çıktı. Eyyammmmm... Kötü niyetttt...

Hadi geçtim, topa vuran kim, kartı gören kim... kırmızı karttan atılan kim...? Elle atılanlar yetmedi, şimdi abuk kartlarla atılanlar mı başladı? Kim utanacak bunun için ?

Allah yukarıda... Ama yetmedi... Pazartesi sabah radyoyu açtım ve uzun süredir dinlemediğim bir kanalı, Mehmet Ayan'ı açtım. Merak ettiğim tek bir şey vardı : Bizim doğrandığımız her maç sonrası, elle atılan goller sonrası "hakem konuşmuyoruz" diye "ha" diyenleri bile programdan atan Ayan ne yapıyordu acaba ?
Utandım. Ben utandım o utanmazdan. Hakem değerlendiriliyordu. Üstelik bunu eleştiren mesajları da "bunlar ne konuştuğumuzu anlamamış" diye aşağılayarak. 
Ne oldu Ayan? Kendine mi geldin ? Yazık... Yazık... Yazık... En çok da seni hala dinleyenler ve seninle konuşanlara yazık...

Sonuç mu ? 119  - 118... Mutlumuyum sonuçtan ? Evet... Gelecek umutlu mu ? Hala hayır !!!

Ama, yine de... Her şeye ve herkese rağmen... Gururla diyorum ki....

FENERLE KALIN....

1 yorum:

levent acar dedi ki...

Hakan kardeş eline,yüreğine sağlık,Ankara'dan sevgiler...levent