19 Ekim 2008 Pazar

Kocaeli bir dönüş veya yeniden diriliş olabilirmi?

Bu gece (aslında saat itibariyle dün gece) son aylarda alıştığımız tonda başladı. Silik ve ruhsuz bir oyun, düzensiz paslar ve tam da yanımdaki Murat Mesci'ye "yaw nasıl adamlara böyle geniş alan bırakırlar" diyecekken küt diye golü yedik. Oyunda sadece Semih vardı duruma itiraz eden ruhda olan. Bu gece Alex de ortalarda yoktu.


İkinci yarıda aslında garip bir silkiniş ve kendine geliş vardı, ama aslında o da Semih'in olağan üstü klas hareketleri ve Guiza'nın müthiş bitirişi ile oldu. Semih'in orta sahada topu alışındaki şık dokunuş ve geçiş ve hemen ardından attığı olağanüstü zarif pası, Guiza nefis bir şekilde ayağını altına koyarak kalenin zor tarafına gönderdi. Gerçekten çok klastı golün gelişimi. Yani aslında bu Semih'in Guiza'ya ne zamandır beklediği güzel pastı, ve o kadar. Takım halinde bir toplu diriliş o golden sonra oldu. Sonraları oyuncuların kendilerine gelişi başladı ve 2.gol geldi. Derken kötü bir defans hatasından beraberlik ve son saniyedeki galibiyet golü.


Peki bu Fenerin dirilişi olurmu diye soracak olursanız, olay bence zordur. Keşke bu maç herşeyi değiştiren bir milat gibi olsa, ama bence olamaz gibi duruyor. Nedeni ise orta sahada Appiah benzeri bir oyuncunun olmaması nedeniyle, ve de üstüne üstlük defanstaki hataların derinlemesine artmasıdır. Gelin biraz nedenini açayım: kalede Volkan her an bir çok yerde gaf yapma olasılığı yüksek bir kaleci. Kırmızı kart da görebilir, veya topu ıskalayabilir. Defansta Carlos artık tamamen emeklilik potasına girmiş. Geçen sezon bari bir kaç hareket filan yapıyordu, ve daha diriydi. Artık şimdilerde güçsüzlüğü de çok sırıtıyor, ve çok hayati hatalara açık. Edu ve Lugano bence hiç bir zaman bir Högh-Uche ikilisi olamadı. Hücumda uzun zamandır kaleye tehlike yaratan hiç bir kafa vuruşları yok. Kornerler ve frikikler boğuşma içinde ve sonuçsuz kalıyor. Ayrıca orta sahadaki alan boşlukları bu ikiliyi çok zor duruma düşüren ara toplarla karşı karşıya bırakıyor. Sağ bekte Gökhan ya yok, yada oynasa bile eski Gökhan olamıyor. Orta sahada Emre tam bir rıfkı gibi elimizde patladı. Deivid de olmayınca halimiz çok zor. Alex en iyi gününde bile takımı kurtarmaya yetmiyor, çünkü kadroda derin boşluklar var.


Aslında kadronun yetersizliği, alttaki bir yazımda da belirttiğim gibi geçen seneden beri ortada. Yedek kadro olaya kendini koyacak güce sahip değil. Daha da fenası takım sanki ruhu olmayan bir beden gibi. Tribünleri ateşleyecek, zor anlarda ortaya çıkacak bir braveheart türü birisi yok. Semih bu ruha sahip tek adam, ama yetemiyor. Gerçi bugün maçı çeviren adam Semih'tir, ama her maç böyle son saniye balı işlemez. Bu gerçeği şimdiden kabullenerek, bizim acil olarak takımı ciddi bir tasfiye ile yeni bir yönetimin eline vermemiz lazım. Yani, Aziz Yıldırım'ın acilen kendini ve yönetimi devre dışı bırakarak, yeni bir yönetime yol açması lazım. Bu yeni yapıda, artık çok pahalı Avrupa artıkları yerine, genç ama gelecek vaad eden oyuncuları keşfeden bir scouting yapısına geçilmesi ve Afrika gibi yerlerden genç yetenekleri önce genç takımda 1-2 sene pişirip, A takıma geçişlerini programa sokma yaklaşımı lazım. Bunun bir süre alacağı şüphesiz. O süre içinde mecburen klasik yaklaşımın bir müddet takımı idare eden bir yapıda, ama yeni oyuncularla ve bol "kaliteli" yedek kadroyla olmalı.


Öneri başlıklarını sıralamak gerekirse:

* yönetim artık devreden çıkacağını beyan ederek yeni oluşumlara kapı açması ve mart kongresine böyle gidilmesi lazım.
* yeni yönetimin Edu-Lugano-Carlos-Maldonado gibi isimleri devre dışı bırakıp, yeni yabancılarla işe başlaması lazım.
* Scouting işini çok ciddi 4-5 kişilik ekiplerle ele alması ve en az 4-5 yeni yetenek keşfedilip takıma kazandırılması lazım.
* Takımın içinde tribünlere Fenerbahçelilik ruhunu pompalayan güçlü ve oyuna her an insiyatifi ele alarak ağırlığını koyan isimler yaratmak lazım (Tuncay gibi)
* Sonuçta 24 kişilik ve ama her biri her an oyuna girince seyirciye heyecan verebilecek isimlerden kurulu bir kadro kurulmalı ve bu kadroda Ali Bilgin, Kazım, İlhan gibi yetersiz isimler olmamalı. Onların yerine Mehmet Topuz gibi oyunda varlığı güçlü isimler olmalı.
Takımın mutlaka psikolojik anlamda motivasyonunu diri tutan bir profesyonel ekip olmalı.


Sonuçta, Fenerbahçe takımında oynayan bir sağ ve sol beklerin her an sıfıra inebilecek kalibrede ve güçte oyuncuları olmalı. Orta sahada her an gol atabilecek insiyatifi her an gösterebilecek isimler olmalı. Fenerbahçe savunma oyuncuları her kornerde ve frikikte gol tehlikesi yaratabilecek türden oyuncular olabilmeli. Luciano'dan beri bu eksikliği hala yaşıyoruz. Edu-Lugano ekibi bu vasıflarda oyuncular olamıyor. Bunun yanında Selçuk ve Deniz takımda kalmalılar. Onlar bu takımın kıvamında yedek bile olsalar faydalı olabilecekleri kanıtlanmış oyuncular. Ayrıca, Gürhan gibi yetenekli ve geleceği olan yetenekler de kalmalı. Mutlaka yeni ve kaliteli 2 kaleci olmalı. Herşeyden önemlisi, artık tek adam zihniyetli, herşeyin başkana odaklandığı yapı yerine profesyonel, ve futbol dehası bir ekiple yönetilen bir yönetim ve menejer sistemi olmalı.


Salı gecesi Arsenal maçı önemli bir dönüm noktası. Umarım yukarıda yazdıklarıma gerek kalmadan bu takımla bu zorlukları aşarız, ama bence bu yapının uzun vadeli şansı ve kredisi çok az.

Hiç yorum yok: