21 Mayıs 2007 Pazartesi

APTALLIK VE ÖTESİ

19 Mayıs gecesini düşünürken Aziz Nesin'i anmadan edemedim. Hani o meşhur bir lafı vardı "Türk milletinin % bilmem ne kadarı aptaldır" demişti. Yüzde kaçtı hatırlayamadım, ama %50'nin üzeri olduğu kesindi.

Şimdi olaylara bir de şöyle bakalım:

  1. Galatasaray ligi kupasız ve şampiyonlar ligine katılamadan, tam bir kaos içinde bitirecekken ayağına inanılmaz bir fırsat geliyor. FB şampiyon olarak sahasına gelecek. Tam da o günlerde İngiltere'deki Manchester United'ın şampiyonluğunda Chelsea'li oyuncuların centilmenlik göstergesi adına MU'lı oyuncuları alkışlı karşılaması oluyor, ve herkes acaba GS'da FB'li futbolculara bunu yaparmı diye bir beklenti oluşuyor. GS'lı yönetimin tüm bu ortamda yapacağı iş çok basit. Tüm haftayı şampiyonluğun rehaveti içinde dansöz eğlenceleri ile geçiren FB'lileri basit bir centilmenlikle ağırlayıp, sonrasına sıkı bir gol yağmuruna tutsalar, sonunda tüm sezonu kahraman gibi kapatıp, FB'nin şampiyonluğunu geride bırakan bir hava yakalayacaklar. Hatta, bu hava ile taraftarları ile aralarındaki sorunları bile aşabilirler. Mantıklı düşüncenin başka bir ürünü olamaz, çünkü zaten lig bitiyor. Yani, bunu yapmaları için top onların elinde. Yapsalar sanki GS şampiyon olmuş gibi bir ortam oluşacak.
  2. Beklentinin tam tersine, acaip bir vurdumduymazlık ve intihar sendromu örneği ile ortamı daha da gererek, stadı tam bir cinnet tarlasına dönüştürüyorlar.
  3. Olayları yine tekrar etmeye gerek yok. Onlar azıyor, kuduruyor, ve ama FB'liler gayet sakin şekilde golleri atıyor.
  4. Ortalık ana baba günü, rezalet bir ortam ve gelinen yerde GS camiası çöktüntünün en derinlerine gark oluyor. Gelecek cezalar bir yana, Vodafon ile 4 milyon dolarlık anlaşma suya düşüyor, tüm kredileri yerin dibine geçiyor, memleket içinde ve dışında rezil rüsva oluyorlar cümle aleme.
  5. Bu da yetmiyor, kalkıyorlar, maç sonunda sanki hiç bir şey olmamış da, sanki tek sorun FB'nin sahaya bayrak dikmesi kalmış gibi gidip orta sahada toplu nöbete dalıyorlar.
  6. Öte yandan, taraftar sitelerinde "iyi oldu, iyi ki yaptık, helal olsun bize" edebiyatı boy boy yazılıyor.
  7. Öte yandan, tüm sezon boyu kendi taraftarından bile olumlu yorum alamayan FB'li oyuncular ve teknik kadro bu maç sayesinde "hak edilen şampiyonluk" statüsüne geçiyor.

Acep yöneticik ne tür bir iş olsa gerek? Ortadaki durumu kendi lehine çevirecek en büyük şansı ayağana kadar gelmişken bunu idrak edemeyen bir kafa acaba Aziz Nesin'i haklı çıkarmıyormu?


Bırakın GS gibi bir takımın yöneticiliği yapmayı, acep siz bu adamları kendi şirketinizde ofis boy yaparmıydınız?

Üzüntüm, bu milletin içinden yetişmiş, ve sözüm ona en üst seviyelere gelmiş bu "seçkin" insanların içinde bulunduğu ruh ve düşünce halidir. Her Fenerli GS'ın düştüğü kötü durumdan, tıpkı onların da FB'nin düştüğü kötü durumdan alacağı gibi, özel zevk alır. Bunun tersini düşünmek saflıktır. Ama, açıkçası ben bu kadar aptalca bir duruma düşeceklerine hakikaten inanmıyordum. Yani, belki futbolcular belli ölçülerde hırslı olabilirlerdi, ama yöneticilerin bu kadar akıl yoksunu olacaklarını tahmin etmiyordum. Ve artık bu durum beni sevindirmiyor, tam tersi üzüyor, çünkü aptal bir rakibi yenmek beni mutlu etmiyor.

Peki ya Emniyet Müdürüne ne demeli? Cümle alem tv kameralarına bile açık açık maçı sabote edeceklerini ayan beyan söylerken, ortalık o hale gelmişken Istanbul'un güvenliğinden sorumlu en üst makamın stadın en güzel koltuklarında sanki bir belgesel seyreder gibi (bazıları ona kabaca "mal gibi bakar" türünden yakışıksız laflar ediyor) olayları tepkisiz olarak izlemesi hangi ülkede görülmüştür ey ahali? Lütfen görüntülere bir kez daha bakın. Sayın Cerrah sanki davetli gittiği bir ülkenin maçında başkalarının yarattığı olayları seyreder gibiydi. Acaba bir rüya filan mı gördüğünü zannediyordu? "Yok canım, bunlar benim ülkemde, benim Emniyet Müdürü olduğum ülkede olmaz" gibi bir rüya yorumu yapıyordu o muhteşem kaytan bıyıklarının 5 parmak yukarısında duran kafasında. Hani kalksa arkaya gidip, kurmayları ile konuşmayı denese, bir şeyler yapar gibi görünse yine bir şey demeyeceğim, ama muhterem onu da yapmıyor.

19 Mayıs akşamı Ali Sami'yende olanlar baştan sonra kurulmuş bir oyunun parçaları idi. Hepsi tamamında bütünleşik bir kurgu olamaz, çünkü biz millet olarak bu kadar düzenli bir sistemi yaratacak seviyede organize olmayı beceremeyen bir milletiz. Ama, her biri ufak parçalar halinde planlandığı belliydi. Belli taraftar kitleleri bazı düzenleri sağladı. Flamaları asma bahanesiyle içeri su ve meşale soktular, bazıları belki de içeride görev yapacak büfecileri ayarladı, ki onlar da mutluydu zira bir şise suyun 5 YTL'den satıldığını öğrendik. O geceden en karlı çıkanların büfeciler olduğu kesindi. Başkanı meçhule sığınmış yönetim üyeleri ise çok afilli olacağını düşündükleri "protestolu" gösterileri planladıklarını düşünerek camiaya ne kadar hayırlı bir iş yapacakları hayaliyle avunurken tüm olaylar patladı. Dikkat edin lütfen, hiç bir GS'lı yönetici olaylar karşısında şaşırmadı, infiale uğramadı, olayları durdurmaya yeltenmedi.

Öte yandan, sapına kadar camiadan yetişen nadide oyunculardan Sabri maç durduğunda tribünler önünde kareorafisini kimsenin çözemediği hareketleri yaparken herhalde müthiş bir huşu içindeydi. Sonrasında da maç bittiğinde orta saha nöbetini tutan oyuncuların yüzlerindeki gurur ifadesini anlatmaya kelimeler yetmez, yaşamak lazım.

Şimdi gel de Aziz Nesin'i anma be kardeşim. Adam eğri oturmuş ama harbi düşünmüş, pat diye gerçeğimizi ortaya sermiş. Ben bu adamların bulunduğu ülkeyi sevmiyorum. Bunlarla beni aynı kefede tartan sistemi lanetliyorum. Hele hele bunların bizleri yönetmesini ise hiç kaldıramıyorum.

Yokmu şu alemde Aziz Nesin'i haksız çıkaracak bir babayiğit kardeşim? merakla bekliyorum.

1 yorum:

Ceylan dedi ki...

Girmeyeli blogunuz acayip ilerlemiş, tebrik ederim! Yavaş yavaş istediğin kıvama geliyor anlaşılan ! İşin tanıtım kısmını unutmayın! Biraz gazetecilere, etrafa maillerle açıldığınızı duyurdunuz mu?
Buarada tekrar 25 Mayıs'taki doğumgünü kutlarım! Herhalde bu şampiyonluk sana en güzel hediye oldu ama ben yine de bir FB kitabı buldum sana !
Sevgiler!