19 Mayıs 2007 Cumartesi

Cinnet Çıtası

Bunu yazarken saatler gece yarısını geçtiği için, olaydan dün geceki maç diye bahsetmem lazım.

Dün gece bir GS zaferi daha yaşadık, ama bence önemli olan bizim bir maç daha kazanmamızdan öte, gecenin bende bıraktığı nahoş tad oldu. Tabii ki her Fenerbahçe'li için GS'yı GS'ın mabedinde yenmek, hatta yenerken de onların ifrit olmasını seyretmek ayrı bir zevktir. Ona diyecek hiç bir şey yok. Ancak, dün geceki maç artık sözüm ona spor diye adlandırılan şeyin ne kadar çivisinin çıktığının resmidir.

Yani, böyle mi olmalıydı? Bir şampiyon böyle mi karşılanmalıydı? Sahada futbol oynanırken böyle mi taşkınlık olmalıydı? Dünya derbi kategorisinde bile yeri olan bir maç böyle mi kepaze edilmeliydi?

Maçı dostlarımla ve diğer bir sürü FB'lilerle beraber son haftaların uğurlu mekanı Maçkolik'te seyrettik. Gollere çılgınlar gibi sevindik, coştuk filan, ama maçın sonunda gerçekten de bir spor olayından ziyade toplumsal bir hadise yaşamanın infialine tanık olduk. Bir cinnet gecesi gibiydi. Hadi o çok öykündükleri centilmen ve Avrupai olmayı beceremediler, bizi alkışlamadılar. Orası dert değil. Ama, bir oyuncunun korner atmasına dahi yüzlerce su şisesi, koltuk parçaları ve taş fırlatarak tepki gösteren cinnet hali neydi? Bir kere olsa belki tahrik oldular filan deriz de, olay neredeyse her taç çizgisine inen FB'li futbolcuya, sahanın her yerinden atılanlar halinde olunca bunun adı dünyanın her yerinde toplumsal cinnet diye anılır.

Dün gece eğer sahada ciddi olarak yaralanan futbolcu olmadıysa bunun adı da mucizedir. Başka bir şey denemez buna. Daha da vahimi de o dur ki, çekiçle bile kırılması güç olan sert plastikten koltukları çivilerinden söktükleri yetmiyormuş gibi, nasıl bir el kuvvetiyle kırmayı becerip, keskin tarafından sahaya atarlar onu hiç anlamam. Bu nasıl bir cinnet halidir ey ahali, bilen varmıdır?

Ben 1970'lerin başlarından beri maça gider, maçları izlerim daha böylesine tanık olmadım. Daha da vahimi, maçı Istanbul Emniyet Müdür bizzat stadta izlerken, onun bulunduğu mekanda binlerce kişi galeyana geliyor, ve muhteram zat zahmet edip de yerinden kalkıp olaya el koyamıyor. Ve bu durum da dakikalarca devam ediyor. Bu adam ne iş yapar, orada ne diye dikilir durur bir anlayan varmıdır ey ahali?

Kim ne derse desin, dün gece herkes naklen bir toplumsal cinnet seyretti. Hani ellerinde olsa sahaya inip futbolcuları bile lime lime edecek kadar arsızlaşmış, gözleri dönmüş bir insanlık hali izledik.

Artık bu işin çivisinin çıktığının son belgesi dün gecedir. Ve buna birisinin dur demesi lazım. Ben böyle bir haldeki maçın galibiyetine sevinmeyi istemiyorum. Benim için GS'yı yenmek büyük bir zevk. Onları kaosa itmek güzel bir keyif. Ama, dün geceki hali yaşamak artık insanlığımızın geldiği yer adına utanılacak bir durum. Ve artık bu "geçen defa onlar bize yaptı, şimdi de biz onlara" muhabettine birisinin dur demesi lazım.

Dün gece maça gelmeden önce "acaba" dedim, "acaba bu defa olayı medeni ölçülerde alabilirlermi?" dedim, ama daha ekrandaki ilk görüntülerden olmayacağını anladım. Bu gidişatın sonu hiç de hayra doğru yelken açmadığı ortada. Şimdi top bizde. Bizim bir sonraki maçta gönlüm onları çiçeklerle karşılamayı arzuluyor, ama mantığım da diyor ki "imkanı yok olamaz".

Dün gecenin tek skoru vardı: o da GS'ın gerçek kimliğinin ortaya çıkışıdır. Olay budur!!!! Kimse anlatamaz artık bana onların farklı olduklarını. Ha evet, farklılar çünkü kimse bu ölçüye ulaşmamıştı. Şimdi cinnet çıtasını acaip yükselttiler. Bakalım geçen olacakmı? Bu gidişle çok uzun sürmeden gelir daha da yükselten.

Dün gece su şişeleri ve koltuk parçalarını iki oğluma anlamadım. Onlar saf şekilde hala formalara ve topa bakmaya çalıştılar. Naif beyinlerinde su şişelerinin ve koltuların yeri başka yerlerdeydi. O şişeleri ve koltukları FB ve GS formları adamların arasında görmeyi kafalarında bir yere oturtamadılar. Ağızlarından salyaları akarak hakeme ve FB'lilere saldıran Sabri'yi anlayamadılar. Korkum o dur ki, anlayacakları yaşa geldiklerinde kim bilir o stadlarda başka ne maddeler atılacak. Belki o zaman da onlar bize anlatırlar ne hale geldiğimizi.

Hiç yorum yok: